News & Insights

Yargıtay 11. HD., E. 2021/1515 K. 2022/5182 T. 22.6.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davada Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nce verilen 18.07.2019 gün
ve 2019/İHK-8741 sayılı karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, saklanmak üzere
tevdi edildiği İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından temyiz incelemesi yapılmak üzere
Dairemize gönderilmiş olup, dosya için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine
dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği
görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili firma tarafından yapımı üstlenilen …yol inşaatında meydana gelen rizikonun
sebep olduğu hasar bedelinin poliçe kapsamında karşılanması için davalı … şirketine yapılan başvurunun
yetersiz eksper raporu gerekçe gösterilerek haksız olarak reddedildiğini, oysa müvekkili tarafından mahkeme
aracılığıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi ve ODTÜ öğretim üyesinden alınan uzman raporuna göre hasar
taleplerinin karşılanması gerektiğini ileri sürerek tespit edilen hasarlara ilişkin şimdilik 1.000.000,00 TL maddi
zararın belirsiz alacak olarak sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte
tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının Koyulhisar Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde hasar tespiti yaptırmış olduğu için
belirsiz alacak talebinde bulunmasında hukuki yararı bulunmadığından talebin usulden reddi gerektiğini,
müvekkili şirket nezdinde Karayolları 16. Bölge Müdürlüğü’nün … yol ayrımıyolu 0-47 km adresindeki yol ve 6
adet köprü inşaatı kapsamında 30.03.2015-18.04.2017 tarihleri arasında inşaat ve 18.04.2017-18.04.2018
tarihleri arasındaki bakım süresi için de sigortalandığını, davacının başvurusu üzerine 2371832 nolu hasar
dosyası açıldığını, başvuruya konu hasarların bitümin depolanması için inşa edilmiş betonarme depo/havuz
yapısının plan, proje ve hesap hatasından kaynaklı nedenlerden dolayı yıkılması sonucu gerçekleştiğinden
İnşaat Sigortası Genel Şartları’nın A.4/H maddesi uyarınca teminat kapsamı dışında kalması nedeniyle
talebin reddedildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, tüm dosya kapsamına göre, hasarın davalı
nezdinde sigortalı bulunan şantiye saha alanında kurulu bitüm depo duvarının 16.02.2016 tarihinde yıkılması
sonucu yola kayan bitüm malzemesi dolayısıyla çevrenin ve olay yerindeki araçların zarara uğramasından
kaynaklandığı, uyuşmazlığın, hasara neden olan bitüm depo binasının proje şartlarına uygun olarak inşa
edilip edilmediği ve dolayısıyla hasarın poliçe kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve
sonrasında hasar mikatının tespiti konularında toplandığı, Sigortacılık Kanunu’nun m.30/f.23 hükmü
kapsamında 2009/1 sayılı Sigorta Tahkim Usulu ve Sigorta Hakemlerine İlşkin tebliğin 7. maddesi uyarınca
dört aylık yargılama süreci ve hakemlerin keşif tanık dinleme ve olay yeri tespiti özel uzmanlık gerektiren
nitelikli uyuşmazlıklarda bilirkişi heyeti belirleme ve atama gibi adli yargıda tanınan hak ve yetkilere,
yargılamanın niteliği gereği Tahkim Komisyonu’nun fiii olarak sahip olmadığı, uyuşmazlığın özel uzmanlık
gerektirdiği, tarafların hak ve menfaatlerinin korunması açısından heyetçe keşif, her türlü muayene ve
Sayfa 1/2
numune incelemesi, duruşma yapılması, alanında uzman uygulayıcıların ve akademisyenlerin belirlenmesi ve
bu bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetinin atanması ve tarafsız rapor hazırlanması gibi kapsamlı bir yargılama
sürecinin izlenmesi gerektiği gerekçesiyle 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun m.30/f.23 hükmü yollaması ile
6102 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 435. maddesinde ifade edilen Hakem veya hakem kurulu,
başka bir sebeple yargılamanın sürdürülmesini gereksiz veya imkansız bulursa şeklindeki hükmü dikkate
alınarak (c) bendi gereği yargılamanın sona erdirilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince, bilirkişi raporlarında hasarın
gerçekleşme nedeni olarak donatı yerleşiminin uygun olmaması ve donatı yetersizliği olarak tespit edildiği;
yani hasarın bizzat yıkılan binanın yapımında kullanılan plan proje yetersizliğinden kaynaklandığı, diğer
deyişle hasar binanın hatalı imal edilmesinden kaynaklandığından poliçe teminatı kapsamında bulunmadığı,
ayrıca taraflar arasındaki akdedilen poliçe metninde, Munich Re klozu çerçevesinde teminatı verilen 3. Şahıs
mali sorumluluk ek teminatının, poliçenin genel ve özel şartlarına mutlak olarak tabi olduğu belirtildiğinden,
verilen bu ek teminat bakımından da poliçe kapsamında geçerli bir riziko söz konusu olmadığı gerekçesiyle
vaki itiraz doğrultusunda Uyuşmazlık Hakem Kararının kaldırılmasına, yerine yapılan esastan inceleme,
toplanan deliller çereçevesinde talep edilen zarar sigorta teminatı dışında kaldığından başvurunun reddine
karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İnşaat All Risk Sigorta Poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İtiraz Hakem
Heyetince, hem başvuru sahibinin yapısında oluşan zarar hem de yapı içerisindeki emtialara ve 3.kişilere
verilen zararların yapının plan ve projeye aykırı olarak yapılması nedeniyle meydana gelmiş olduğu, İnşaat
All Risk Sigorta Poliçesi kapsamında ve İnşaat All Risk Sigorta Poliçesi Genel Şartları gereğince sigorta
teminatı içinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İnşaat All Risk Sigortası Genel
Şartları’nın A.4-h maddesince proje hatasından kaynaklanan zararların teminat dışı olduğu düzenlenmiş ise
de, söz konusu sigorta genel şartlarındaki düzenleme gereğince sadece plan ve projeye aykırı olarak yapılan
bina hasarı teminat dışında bırakılmakta, sigorta kapsamındaki diğer zararlar bakımından sigorta şirketinin
sorumluluğu devam etmektedir. Bu durumda 3. kişilerin zararları ile yıkılan bitumin deposu içerisindeki
malzemelerinde sigorta poliçesi kapsamında olup olmadıkları, hem sigorta genel şartları hem de özel
şartlardaki düzenlemelerde göz önünde bulundurulmak suretiyle davacının 3. kişilere yaptığı ödemeler
değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeye
dayalı olarak yazılı gerekçe ile başvurunun reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle
bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Sigorta Tahkim
Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 18.07.2019 gün ve 2019/İHK-8741 sayılı kararının BOZULMASINA, dava
dosyasının Sigorta Tahkim Kurulu İtiraz Hakem Heyeti’ne gönderilmek üzere yerel mahkemesine iadesine,
ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22/06/2022 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.

This post is also available in: English


Av. Furkan Şahankaya
Published :
Categories: Other